1 Temmuz 2009 Çarşamba

kontrollü deney - metrobüslerin klimalarının çalışmaması

uzun bir süreçtir yazı yazmayışımın makul sebebi başlıkta belirtildiği gibi; metrobüslerin klimalarının çalışmaması.

uzunca bir süredir ve sıkça kullandığım bu kolpanın kolpası zımbırtılardan birine havanın 39,5 derece olduğu bir günde, içerdeki 100 kişiyle 'merhaba ben kerr, soyadınız neydi, efendim, soyadınız, hetterogonya, anlıyorum birazdan akraba olacağız da ondan sordum' tarzı iğrenç espirilere konu olabilecek bir sıkışıklıkta bindim. içerisinde oksijensiz solunum yapıldığından ötürü asidoz geçiren insanlar, oksijen hafiftir diyip havaya zıplayan insanlar, uzun boylu olduğu için doğal seleksiyondan etkilenmeyen insanlar bulunuyordu. metrobüs aynı zamanda istanbul'da yaşayan insanların doğal seleksiyonuna da yarıyordu, düpedüz evrimsel katkısı vardı, teşekkürler topbaş.



efendim böyle bir günde bindiğim bu metrobüste içerisi, dışarısının sıcağı ve insanların solunumuna bağlı 45 derece idi. yani yumurta kırsak pişerdi (iğrenç espiriler geliyor efendim durduramıyoruz).

içerisinin inanılmaz havasız olmasına bağlı olarak oksijensiz solunum yapıldığından bahsetmiştim. dışarı hava çıkmadığından ötürü, vokal kordlar titreşemiyor ve insanlar ses çıkaramıyordu. dolayısıyla klimaların çalışmadığını kimse anlatamıyordu şöföre.

klimaların çalışmadığından dert yanarak indim metrobüsten fakat düşüncem 'şanssızlık, bana denk gelmiş olacak, bak sen şu gök tengri'nin işine, haha' idi. üzerime sıktığım iki gıdım parfümde ter kokusuna boğulduğundan dolayı kötü koktuğumu düşünüp kız arkadaşımın yanına gidemedim, o denli muzdariptim, yine de 'denk gelmiş' düşüncem hakimdi.

üst geçitlerden birine çıkıp esen rüzgara karşı t shirtümü serdim ve hava almasını bekledim. 'yuh ayıya bak, hanzo musun lan, öküz hehe' diyebilirsiniz, hak veririm, 'kız arkadaşımın yanına gidecektim ama' derim, ona sarılır ağlarım, size de küserim.



dönüş yolunda havanın kararmasına bağlı olarak, metrobüs klimalarıyla ilgili pek de bir beklentim yoktu, dolayısıyla pek dikkat etmedim.

bir sonraki gün tekrar bu zımbırtılara bindim. bu sefer klimalı olacağını biliyordum, tedbirsizlik olmasın diye bir fıs parfüm fazla sıktım ve çıktım. metrobüse bindiğimde içerde ağır bir koku farkettim. arkamı dönüp kapıya yönelmek için hemen hamle yaptım fakat çok geçti, artık kaslarım yeterli hamle yapacak oksijene sahip değildi ve kapı kapanmıştı. o an beynime oksijen gitmese dahi düşüncelerim oluştu. metrobüsler klimasızdı ya da hep bana denk geliyordu kliması çalışmayanlar ve bunu araştırmaya karar verdim.

bu metrobüsten indiğimde, vital bulgularım düzelene kadar merdivenlerde oturdum, geçen insanlar para atmaya başlayınca kalktım, koştum.

tesadüfler silsilesi mi yoksa metrobüslerin klimaları çalışmıyor mu diye araştırmak için araştırma ekibi kurdum.

metrobüs durağına gittim ve bir metrobüs gelmesini bekledim. biner gibi yapıp denek arkadaşımı içeri yolladım ve kendisinden verileri almak için bir sonraki durakta buluşmak üzere söz aldım. ben de hemen sonraki metrobüse bindim ve bum! klima çalışmıyordu ve bu bana hiç bir fikir vermiyordu. çünkü her iki olasılıkta olabilirdi. bir sonraki durakta indiğimde arkadaşımı bulamadım. kendisini telefonla aradığımda 'oha oglum klima çalışıyor bunda, iyimiş' dedi ve 'şöför kızıyor kapattım, bye' dedi ve kapattı. istediğimi almıştım, bunun için bir sonraki gün bir iki metrobüsün içerisini kolaçan ettikten ve gerekli verileri topladıktan sonra arkadaşım sıradaki metrobüse biner gibi yaptı ve hemen akabinde ben atladım. sonuçlar inanılmazdı, bir önceki kolaçan ettiğimiz metrobüste klima çalışmıyordu, amma velakin bu metrobüste çalışıyordu. diğer arkadaşımın bindiği metrobüsteki veriler ise çalışmadığı yönündeydi.

sonuca ulaşmıştım, metrobüsler metrobüsaşırı klimalarını çalıştırıyorlardı. nedenini anlamasam da gerekli verilere ulaşmıştım, çalışmamı kağıda dökmüştüm.

günler boyu süren araştırmalarımız sonucu;

kolaçan ettiğimiz metrobüs sayısı, 534; kliması çalışan 267, çalışmayan 267 ve sonuçlarda metrobüsaşırı klimanın çalışmadığı kaydedildi.
binip test ettiğimiz metrobüs sayısı 45; kliması çalışan 22, çalışmayan 23 ve sonuçlarda metrobüsaşırı klimanın çalışmadığı kaydedildi. tek sayı olmasının sebebi yoğun araştırmamdan eve dönerken metrobüs kullanmamdı.

artık sırra ermiştim, istanbul gibi bir sürü uygarlığa ev sahipliği yapmış, binlerce ulaşım aracı görmüş, sonsuz tarihi birikime sahip bir şehirde, metrobüs sırrını çözmüştüm. 'ne alaka tarihle sanki, geçen sene koydular bunu, ne pohpoh adamsın he' diyebilirsiniz, bense isviçreli bilim adamları tarafından onaylanan bu araştırmamın nobele aday olması gerektiğini isviçreli bilim adamlarının da onayladığını söyleyerek cevap veriririm, susarsınız, evet.

bu deneyimin sonuçlarını paylaşmak üzere kız arkadaşımın yanına koştum, havada salvolar atarak. önce metrobüse bindim tabi ki. kendisinden 'bu, bu hayatımı değiştiren bir çalışma olmuş; ne! nobel mi! inanmıyorum mükemmelsin; seninle gurur duyuyorum hayatım' demesini bekliyordum. fakat bu düşüncem sadece oksijenli ortamlarda gerçekleşiyordu ve metrobüste oksijen yoktu. kendisi bana 'içeriye bakarsın, çok kalabalıksa ve insanlar terliyse binmezsin, böyle bir çalışmanın anlamını çözemedim' dedi. dünyam kararmıştı, kör oldum zannettim, hiç bir şey göremiyordum, tekrar gözlerimi açtığımda metrobüste bir koltukta oturduğumu anladım, oksijensiz ortam dolayısıyla asidoza girmiş, bayılmışım. bu sırada rüyalara giren ve sayısal lotonun bu haftaki rakamlarını veren beyaz sakallı dedenin sesi tadında (tadında sadece, koyuluğunda değil) bir ses duydum. 'çalışma azmini anlayışla karşılıyorum, bence devam etmelisin kontrollü deneylerine' demişti bu ses. akabinde kendimi bir koltukta oturur bulmuştum zaten ve bu olay bile bana yeterli güç ve enerjiyi sağlamıştı.

efendim konuyu dağıldığı yerlerden toparlarsak, oksijensiz solunum yapmış, yeri gelmiş ter kokmuş, sıkış tıkış metrobüse binmiş fakat sonuca ulaşmıştım. metrobüsaşırı klima çalışır tespitimi insanlara anlatmak kalmıştı sadece.

evet efendim, durağa geldiğinizde ilk gelen metrobüse binmemelisiniz; bu araştırmamın sonuçlarına göre hareket eder ve kolaçan sonrası metrobüse binme eylemini gerçekleştirirseniz siz de istanbul'da klimalı bir yolculuk geçirebilirsiniz.

bütün genellemeler yanlıştır.

(bu araştırma düşük oksijen satürasyonunda gerçekleştirilmiştir)