10 Aralık 2011 Cumartesi

summer yutmak



trilyon defa izlesem, hatta cennet cehennem ayriminda cehennemdekilere senin sececegin filmleri gösterecegiz deseler tomun konumundakilere bu filmi izletirdim sonunu cikarip, cennete gideceklere de sadece son sahnesini, ne yazik ki günümüzde bize hepsini birden damardan puse veriyorlar, sulandirip verseniz, seruma katsaniz, yavas yavas verseniz, hayir, hizli puse yapilmali..

tom " i don't want to get over her. i want to get her back."


gece vakti nereden aklima geldi, bilmiyorum..

ben karnibahari seviyorum diye o da beni sevmek zorunda degil süphesiz ama sevse, eminim cok daha iyi bir ikili olurduk..

"tom: he was in your life, so why did you dance with me?
summer: because i wanted to.
tom: you just do what you want, don't you?"

summer bitch degil ama son park sahnesi, o kadar arabesk oldum ki hakan tasiyan ciksa su an arkamdan sasirmam.

22 Kasım 2011 Salı

bi kücük pencere




acilmayan, acilinca icerisini - 24 dereceye getiren bi pencereli odada, saat 4,30'da kararan havadan hicbir sekilde nemalanamayip, üstüne bir de beirut dinleyerek istanbulu yadettim..

alkol, sadece biraz alkol, tek ihtiyacim buydu desem bile, en yakin ve tek tekelin en az 20 dakikalik mesafede olmasi gibi mükemmel bi sorunla karsi karsiyayim, sorunun mükemmeli olur mu demeyin, cok mantikli, mükemmel bir atlayis sonrasi diyarbakir olimpiyatlarinda altin madalya alan yarismacimiz yasar ancak beni anlar diyorum.

ilk nöbet sonrasi kapkaranlik bi yerde yapayalniz olmak zor gibiymis, özellikle insan birilerini birakip gelmisse, iste o zaman sanirim asil zorluk.

zamanla alisilir diye umut ediyorum, oda arkadasim bugün de gelmese ya, sonra bir anda ortaya cikip pilini pirtini toplayip gitse ya da bana lojman ciksa ya da karayollari misafirhanesinde yer bosalsa da oraya gecsem..



ayrica bugün cerrahpasa ve capada eylem varmis, herkese mesaj atasim geldi, yürüyesim, slogan atasim, kimseye atamadim, yürüyemedim, slogan atamadim, aksaminda icesim, animasyon film festivaline gidesim, kisafilm festivalinin programini tartisasim ve daha bircok sey yapasim vardi, icinde kalinca, iceride kaliyor insan, cilingir ben acmak istemedikce acamayacak bu kapiyi, maasim da henüz yatmadigi icin cilingiri cagiramayacagim, mecazi anlami gercekle birlestirerek düz adamligimi da yaptim artik bitirebilirim.






10 Kasım 2011 Perşembe

sari beyaz

10.Ağu.2009 son yazi tarihimin üzerinden gecen 2 koca yilin sonunda bloga tekrar bakabilme gibi bir yüzsüzlüge eristim sanirim, evet.

hasmetlü devletimizin, kicinin üzerinde otura otura pelvisin büyüdü, darkotgiyemeyenindieboy olacaksin nihaha kahkahalarinin üzerine elime tutusturup kactigi tebligatta gitmem gereken yer hinis yaziyordu, hiniz? hizin? hinis? üclüsünden dogrusunu bulmamda bunu mu demek istemistiniz diyerek yardim etti sagolsun google, serrefsizim beni oraya gönderecegine devlet herkese bir google hediye etse daha faydali olur, insanlar en azindan bunu mu demek istemistim diyerek hafiz kaybi yasar, bununla ilgilenirken hastaliklarini unuturdu.

pek tabi ki devletimizin bu tip hizmet anlayisi olmadigindan ve türkgoogle geliyoo.com.tr'de bu islere el atmadigindan beni gönderdiler, pek tabi ki ilk küfürler sonrasi yola ciktim, aslinda arayi atlamak istiyorum, arasi uzun, mesakatli ve karisik bir sürecti, her neyse, ucakta bir anda hareketlilik baladi 9.05 te, yangin mi var diye korkarak ayaga kalktim tam yangiiiiiiiiiiiiinnnnnn diyecektim ki saatime bakinca 9.05 oldugunu gördüm, ayaga kalktim, durdum oturduk, cok saygiliydim.

sehir görecegim diye cam kenari tutmama ragmen balkanlar üzerinden gelen bulutlarin sibirya üzerinden gelen bulutlarla birlesip afrika üzerinden gelen sicak hava dalgasinin altina girip daglarda sitem var adli sarkiyla yükselmesi sonucu hicbir sey göremedim. neyse dedim, megersem bu tip seyler bana indigimde sok yasatmak amacliymis. ucaktan inince bir baktim her taraf dag ve tepeleri hep kar! soka bak, dag var üstü kar, oturursan istanbulda tabi göremezsin simdiye kadar diyen seslerinize kulak tikiyorum, cünkü kabin icin basinci esneyerek genisletme cabalarim sonuc verdi, tam esnerken konustunuz duymadim, evet.

garip gurip süren bir basvuru bilmemne ise alim kayit vs islemlerinden sonra hinis birlik ford minibüsünde buldum kendimi, ford derken markasi yanlis anlamayin, erzuruma gitmis götü kaptirmis derseniz kirilirim, 3 gün konusmam.

yolculukta her yerde lahana yetistigini gördüm ve erzurumlularin neden zayif olduklarini anladim! sehirde zayiflayacagim diye lahana yiyen kadinlarin aksine, burada kadinlar hep lahana yedikleri icin zayiflardi, bu tespiti deneye tabi tutmak amaciyla sonraya sakladim, ama aklimin bir yerine proteinin birine kodladim.

erzurum hinis yolunun bilmemkacinci kilometresinden daha kisa yol diyerek ayrilan söförümüzün ekstrem kullandigi minibüste yaklasik 2 saat yolculuk yaptim ve insanlarin neden bu kadar sicakkanli olduklarini da cözdüm! minibüste epitopu 7 yolcu olmamiza ragmen hepimiz ilk 3 sirayi tamamen doldurmustuk arada cit cikmasa da birbirimizi anliyorduk, iste anadolu insani diyip tespitlerime tespit katip aklimin kenarlarinda yer kalmadigi icin sacimi kaziyarak bu deney konusunu da sonraya sakladim.

simdi hinistayim, disarisi -291009218093810 santigrad derece, elimi bir ara disari cikarttigim ve o sirada 'anam ne sogukmus' derken iceri cektigimde pencereye vurdugum icin tek elli biri oldum, yerden almama gerek yok cünkü yarin tüm vücut cikip orayi yapistiracagim sabah cözülürüm diye umuyorum.

ne kadar sacma bir yazi oldugunun farkindayim, aslinda amacim videolarimi paylasmakti, simdi yazimi bitirdim, vimeo malinin plus olmayanlara uyguladigi cin iskencesini de atlattiktan sonra videolari buraya koyacagim, adresinizi verin mektup atayim.

edit; niye sari beyaz diye mantikli bicok soru geldi, ben de böyle bir seyi atladigim icin atlayip geldim, burada herseyin rengi sari tonlari ve beyaz, eger bu durum böyle giderse kafayi yememek zor, sürekli sepya ceken ergen fotocular gibi oldum, fetocu da olabilirim, neyse.

sonunda ilk yol videom!

bu da ikinci, dogalliktan yana bu video ama bestsel olamaz