16 Haziran 2009 Salı

kontrollü deney - çok önemli çalışmalardan sonraki uyku bilginin kalıcı olmasını sağlar

şu dünyada 21*365 gün 6 saattir hayattayım. şu kuralın şaştığını görmedim.

kontrollü deneylerimde en büyük desteği aldığım kız arkadaşım aslında çok da üstünde durulmayan bu konuyu yakın bir tarihte kutladığımız doğumgünümde hediye etti. evet içinizden kimileri 'kandırmış seni olum, yiyiyor seni, ucuza getirmiş akıllı kızmış ehehe' diyebilir. aldığım bu hediye şimdiye kadar aldıklarım arasında en iyisiydi. düşünceden daha güzel hediye var mıdır sorarım size dostlar.

konumuzdan sapmayalım. efendim şu kadar gündür hayattayım, ne zaman sınavım olsa son gün gelince çalışmaya başlar akşam yetiştiremeyince 'yatiiim sabah çalışırım ne de olsa' diyerek fosur fosur uyur o dersten de bir o kadar güzel kalırım.

fakat bu süreçte arada çalıştığım sınavlar da olmuştur. bu sınavlara çalışma sürecinde de tek desteğim uykular olmuştur. öğlende okuduğum üç beş sayfanın pekişmesi için yatıp akşam kalktığım ve kalktığımda 'buralardan soru gelirse yardırırım' dediğim sınavlar.

evet efendim. sadece kendimde midir acaba bu özellik, herkeste var mıdır diye araştırmaya karar verdim. öncelikle bunun geçerliliği için bir sınava çalışıp uyumadan, bir sınava da uzun bir süreçte uyku - çalışma - uyku triadında yaşayarak girdim. sonuçlar inanılmazdı. ikisinden de ortalamanın altında kalmıştım fakat triadı gerçekleştirdiğim sınavda ortalamaya daha çok yaklaşmıştım. bu da gösteriyordu ki bende işe yarıyor.

sonra ilk iş olarak arkadaşlarıma danıştım. 'hafız sen nasıl çalıştın dedim' sınav günü uykusuzluktan çökmüş gözlerini ve yüzünü hatırlayarak. cevap veremedi, kenara geçti uyumaya başladı (kalmanın verdiği hüzün ile). cevabımı almanın mutluluğu ile fonda 'aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin' şarkısı eşliğinde kız arkadaşımın yanına gittim. onun sınavı yoktu fakat bu deneyin doğruluğundan ve geçerliliğinden emindi. kendisine test yapmayı uygun bulmadım çünkü kendisi öss de ve okuldaki sınavlarda gayet kanıtlamıştı bunu. diyeceksiniz ki bir tane mi arkadaşın var hemen kız arkadaşına koşuyorsun, sonuç alma amaçlı bir gidiş bu diyerek cevap verme hakkımı kullanmak istiyorum. sonra geri kalan arkadaşlarıma sorduktan sonra şu sonuca vardım.

çalışıp uyumadan sınava girenler: iyi notlar almışlardı fakat ilklerde yer alamıyorlardı.
çalışıp uyuyarak sınava girenler: belli ki hepsinin çalışma anlayışı benimki gibiydi ve düşük notlar almışlardı. 'çalışma' nın sorgulanması için ayrı bir deney grubu kurma kararı aldım.
çalışmayıp uyumayanlar: bunlar en altta yer alan öğrencilerdi, sınavda kopya çekecek gözleri hiç dinlenmediğinden, sınavda en altta yer almışlardı.
çalışmayıp uyuyanlar: bu öğrencilerin kimileri oldukça iyi notlar almıştı. kopya ihtimali için ana bilim dalına başvurdum, gerekli araştırmaların yapılacağını söyleyerek kovdular beni. ama genel ortalama alt ile ortalama arasında sıkışmış bir dağılım göstermekteydi.

sınava giren 300 kişiden en yüksek notları alan 24 kişiye sorma gereği hissetmedim. onlar kütüphanede yaşayan, kütüphanede çiftleşen, kütüphanede büyüyen, kütüphanede aşk yaşayan, kütüphanede kütüphane insanlarıydılar.

evet bunun sonucunda anladım ki çalışmalarımız sonrasında hafif şekerlemelerle bunları desteklersek başarıya ulaşmamız daha rahat olacaktır. 'hadi lan sittiriboktan araştırmana mı inanacağız' diyebilme ihtimaline karşı, isviçreli bilim adamlarına da başvurup deneyin geçerli olduğu hakkında belge aldım. (burada sadece özetlenmiş bilgiyi sundum, isteyenler 4536 sayfalık araştırma raporuna ulaşabilirler)



(aslolan belgeyi kaybetmişim ama isviçreli bilim adamlarının verdiği belge buna benzer nitelikte idi)

ben bu heyecanla kız arkadaşımın yanına koştum ve ona bu belgeyi gösterdim. kendisinden 'beni çok sevdiğini, hayatta gördüğü en inanılmaz kişi olduğumu, voltranı oluşturan güç olduğumu' duymayı bekleyerek gitmiştim yanına; havada salvolar atarak. fakat kendisi bana 'ee boşuna araştırmışsın, ben sana söylemiştim' dedi. bir an için dünyam karardı, arada şekerim düşer ondandır demek istedim ama öyle değildi. o sırada ilk yardım yapmaya gelmiş olan görevlilerin sesinin, yerde solunumu ve dolaşımı durmuş ama bilinci açık hastaya gelişi gibi bir ses duydum. o ses bana 'ama çok başarılı bir araştırma olmuş, devam et kontrollü deneylerine' dedi. evet aradığımı bulmuştum ve bu benim için yeterliydi.

evet efendim, uzun süren çalışmalarım sonucunda bütün insanlarda 'çok önemli çalışmalardan sonraki uyku bilginin kalıcı olmasını sağlar' bilgisinin doğruluğunu ispatladım. yani sınavdan önce çalışır ve uyursanız, sınavda başarılı olmanız deneysel geçerliliği ispatlanmış olan bu kontrollü deneyin sonuçlarına göre %100 olacaktır.

(standart sapmayı aramamaya karar verdim bu deneyde, onlarca günüm uykusuz geçmişti, iyi bir uyku geçirmeliydim. yakında sınavımın olması ise ayrı bir ironidir, geliştirilmiş taktiklerimi kendi üstümde deneyemeyeceğim)

(deneyi yapan kişi olarak uyku (2 saat) - çalışma (10 dakika) - uyku (2 saat) triadını uyguladım fakat dozunun da yeterli olması gerçeğini ortaya çıkaran bu deneyim, benim alttan ders almama sebep oldu) (deneyi sınavınızdan önce denemeyiniz)

bütün genellemeler yanlıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder