17 Haziran 2009 Çarşamba

sadece müzik dinlemek için uzun yola gitme arzusu

başlığa bakıp 'ahaha otur evinde dinle o kadar para harcayacağına, hem pilin biter yolda, loser' diyenleri anlayabiliyorum. bir zamanlar ben de böyle düşünürdüm. hem de henüz yumurtadan yeni çıkmış bir ornitorenk yavrusuna bakan japon kızlar edasıyla.

ama hayır! işin aslı böyle değilmiş. yol müzikleri denen kavramla tanışmamışım henüz. tanışmam ise elime geçen bir cd ile olmuştur. hemen aklınıza müzik cd'si geldi değil mi. kimileri ise 'porno mu lan o, sonra bana da versene' demiş olabilir. her iki görüşün de yanıldığını anlamak için ulema veya ruhban sınıfından olmaya gerek var, evet.

elime geçen cd 18 wheels of steel across america adlı oyunun kompakt diskiydi. tır sürdüğünüz bu oyunda arka fonda çalan müzikler adeta 'durma adamım, yola devam et, polisi boşver, bas dude' der gibiydi. sonsuz bir yol alma tutkusu katıyordu insana. benzin bitti, durdum, cezamı yedim, orası ayrı tabi.



'pis emperyalist, amerika birleşik devletleri karayolları müdürlüğünün yollarına tav olmuşsun sen' diyenleriniz olabilir. tav olduğum nokta kesinlikle bu değildi. inanınki değildi. müzikleri inanılmazdı bu oyunun. şimdi diyeceksiniz ki 'olum o oyun, hem de tır kullanıyorsun onda, senin tırın mı var sanki böyle yazılar yazma girişimine girişiyorsun, hem türkiye yolları böyle mi, ulan ne amelesin he, ekiki'. tırım olmayabilir, hatta bu bana ekstra özellik bile katabilir. böylece tır kullanırken dinlenecek müzikler olan hard rock, heavy metal gibi türlerden de bağımsızlaşmış olurum. hem de tır gibi yükümlülüğü yüksek bir araç kullanmamış olurum. benzin parasından da kurtulmuş olurum hem de. 85 kuruşa sonsuz kere trene, tranvay veya vapura binebilir, kliması çalışmayan metrobüs ile boğazın serin sularını izleyerek 1 saat 15 dakika müzik dinleyebilirim. hem de hiç birinde önümdeki aracın nasıl gittiğine bakmam gerekmez. 'pis komünist, toplu taşımaları övüyorsun, hem de çalışanlarına kölelerin gibi bakıyorsun, hem komünist hem emperyalist hem de topsun olum top' diyenleriniz çıkabilir. ilk iki gerekçeyi anlarım ama son gerekçeyi nerenden çıkardığınızı anlayamam, ayrıca görüşlerinize değer de vermem.

bu arada unutmadan eklemeli, benzin göstergesine de bakmalısınız arada, çünkü biten benzin, tümsekten 65 km/h hızla geçen acayip amortisörlü tırdan çıkan ses gibi, sadece müzik dinlemek için uzun yola gitme arzunuzu 'pıs, pıs, pıs' yaparak söndürebilir, aman dikkat.

neyse efendim. bu kadar sapıtmışken konu, özüne geri dönelim. bu oyunla bile değeri anlaşılabilinen sadece müzik dinlemek için uzun yola gitme arzusuna siz de ulaşın. bunun için oyunu oynamanıza gerek yok. bu müziği fona koyup aracınızla biraz yol aldığınızda siz de uzun yola gitmek isteyeceksiniz.



henüz yeterince bana arzu katamadı diyorsanız; buyrun, bu şarkı ve klibi sizi yola gitmeye itecektir.




iyi yolculuklar, yedek pil almayı unutmayınız.

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. "keep your eyes on the road,
    keep your hands upon the wheel
    ...
    let it roll, baby, roll
    let it roll, baby, roll
    let it roll, baby, roll
    let it roll, all night long

    do it robby, do it!!

    you gotta roll, roll, roll
    you gotta thrill my soul, all right
    roll, roll, roll
    thrill my soul

    you gotta beep a gunk a chucha
    honk konk konk
    you gotta each you puna
    each ya bop a luba
    each yall bump a kechonk
    ease sum konk
    ya, ride" demek istiyorum
    roadhouse blues - the doors)

    YanıtlaSil
  3. arada saçma sapan doğaçlamalarıyla, çok güzel şarkkı demek istiyorum ben de (:

    YanıtlaSil